Bumerang - Yazarkafe
EMİNÖNÜ etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
EMİNÖNÜ etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

7 Mayıs 2019 Salı

GEZMELER, GEZMELER.....HAFTA SONU GEZMESİ SULTANAHMET MEYDANI.......

بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِارَّحْمَنِ ارَّحِيم 
Bismillahirrahmanirrahim.....
 




Oğluşumla anne oğul gezmeleri çok yaparız, anneannemiz hastalanalı pek çıkamaz olduk bu cumartesi alışveriş için gideceğimiz Eminönü öncesi Sultanahmet’e bir uğrayalım dedik Ramazana bir gün kala pek kalabalık değildi bence fırtına öncesi sessizlik vardı çünkü Ramazanda buralara iğne atsan yere düşmez o derece kalabalık olur. Böyle yerler insana huzur veriyor, Yedi tepeli şehir olarak bilinen İstanbul’un ilk tepesi üzerine kurulan Sultanahmet’in değişik bir aurası var bence ecdadımız bu mabetleri en özel yerlere konumlandırmışlar.
MISIR DİKİLİTAŞI



Yusuf'la teker teker bütün anıtları gezdik, bol bol fotoğraf çektirdik eskiden olsa sadece anıtların büyüklüğünden sohbet ederdik şimdi üzerideki yazılardan buraya nasıl geldiği ve getirilme amaçlarına kadar hepsiyle ilgili konuştuk özellikle mısırdan gelen dikili taş üzerideki hiyeroglif yazıları çok dikkatini çekti kuzucuğumun. Yakaşık 200 ton ve 30 metre büyüklüğündeki dikili taş Mısır'dan Roma imparatoru tarafından getiriliş ve dikilmiştir. Dikilitaş’ın 4 cephesinde antik hiyeroglif yazıları mevcuttur. Dikilitaş’ın üzerine dikilen mermer kaidenin iki yanında kabartma süslemeler bulunmaktadır. Bir yanda Sütun’un İstanbul’a getirilişi ve Sultanahmet meydanındaki hipodrom içine dikilişi; diğer yanda ise senato resmedilmiştir.Ayrıca bu kaidede grekçe metin de bulunaktadır bu metinin çevirisi şöyledir. “Devamlı bir suretle yerde duran bu taşı dikme cesaretini İmparator Theodosius gösterdi ve yardımına Proclus çağrıldı. Bu şekilde otuz iki günde yerine dikildi.''




BURMALI SÜTUN, YILANLI SÜTUN



Sultanahmet meydandaki Doğu Roma döneminden kalma üç eserden biri olan heykel, tunçtan yapılmıştır. Birbirine dolanmış üç yılanı göstermektedir. Yılanın kopan bir başı Arkeoloji Müzesi’nde, diğeri Londra British Museum’dadır. 



ÖRME SÜTUN

                     
Örme Sütunda, meydanda ki Doğu Roma döneminden kalma yapıtlardan biridir. Yapılış tarihi tam olarak bilinmemektedir Anıt 20.68 metre uzunluğudadır .
ALMAN ÇEŞMESİ



Meydan’da bulunan ünlü çeşme. Alman İmparatoru II. Wilhelm’in ziyareti için Almanya’da yapılmış çeşme parça parça ülkemize getirilip 1 Ocak 1901 tarihinde meydandaki yerinde monte edilmiştir. İçi altın, dışı çinilerle kaplı sekiz sütundan oluşmuştur.





ÇEMBERLİTAŞ


Sultanahmet'ten aşağ doğru inerken önümüze çemberli taş çıktı İmparator Konstant'in tarafıdan Roma'daki Apollan tapınağından söktürerek, üzerindeki Apollon heykeli yerine kendi heykelini koyarak diktirilmiştir, daha sonraları imparatorlarda bu geleneği sürdürdü ta ki heykele bir şimşek isabet edip yanana kadar bundan sonra imparatorlar kendi heykelleri yerine haç heykeli koydurmuşlardır istanbul'un fethinden sora haç indirilmiştir.
Çemberli taşıda geçtikten sonra aşağıya doğru nuruosmaniye istikametinden  Eminönü'ne kadar indik orada bir şeyler atıştırıp, Mehmet Efendi den kahve alıp, kuruyemişçilerden alışveriş yaptık. Artık oğlumla klasiğimiz olan martılara atmak için simit alıp vapurla dönüş yoluna koyulduk.

18 Ocak 2018 Perşembe

GEZMELER GEZMELER .... ZÜMRÜT BÜFE .... EMİNÖNÜ'NDE...

بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِارَّحْمَنِ ارَّحِيم 
                      Bismillahirrahmanirrahim......

Yazdan kalma bir günde, Oğluşumla vapura binmek istedik, arada olur bize ve bir ikindi vakti Eminönü'ne gittik ne de özlemişiz belki aylardır gelmemişiz birlikte buralara. Yeni camiye uğradık, mısır çarşısından şöyle bir geçtik, Mahmutpaşa yokuşundan kapalı çarşıya kadar çıktık . Saat dördü geçiyordu her zamanki yemek yediğimiz yerde döner kalmamış bu saatte , Yusuf acıkmıştı, hemen suratını astı tabi dönerci abileri üzülmesin diye çikolata ikram ettiler ve yokuşu geze geze inmeye başladık.






















Daha önce buralara geldiğimiz de önünden hep geçtiğimiz ama başlangıç rotamız olduğundan belkide acıkmadığımızdan yemek yeme fırsatımız olmadığı ama gerek sosyal medyada gerek televizyonlarda duyduğum ve aklımda bulunan bir yerdi Zümrüt Büfe. Özellikle ülkemizde ve ulusal kanallarda gurme proğramları yapan Vedat Milor tarafından ziyaret edildiğin den beri daha bir rabet görür olmuş. 


Bize bugün gelmek nasip olacakmış herhalde, yoldan bakınca salaş bir yer dışarıda ki çığırtkan aile salonları olduğunu söylüyor ama zaten hafta içi olması sebebiyle boştu biz de orada yemek istedik, o kadar ufak bir yer ki,  yüksek sandalyelere oturup mermer tezgahlar da dönerinizi yiyorsunuz. Dediğim gibi boş olduğu için hemen dönerlerimiz getirdiler. Belkide karnımız aç olduğundan çok lezzetli geldi bana bir çırpıda bitiriverdik. 

Döneri tartıyla veriyorlar içine patates kızartması yerine püre koyuyorlar yeşillik ve soğan ilavesi de varmış ama biz gittiğimizde geç olduğu için sadece püre eklediler, püre ayrı bir lezzet katmış. Tarihi yarım adada yediğimiz dönerlerden lezzeti bir tık önde eti de lezzetliydi. 

Gelelim fiyata, internette okuduğuma göre herkes fiyattan şikayetçi evet Eminönü'nde yemek yediğiniz yerlerden oldukça fiyatlı ve normal bir AVM'de burada yediğiniz ekmek arası fiyatına İskender yersiniz ama bulunduğu konum itibariyle çok kira verdikleri aşikar birde kıyma değil et döner olunca fiyatı etkiliyor diye düşünüyorum. 

Yolunuz Eminönü'ne düşerse Mısır Çarşısınından çıktıktan sonra Tahtakale girişinde sağda bulunan Zümrüt büfe de ayak üstü lezzetli bir döner yiyebilirsiniz. Saat 18:30 kadar açık bulunuyormuş ve Ramazan ayı boyunca kapalıymış. 



ADRES: Rüstem Paşa Mahallesi, Sabuncu Hanı Caddesi, No 12, Fatih, İstanbul

10 Temmuz 2017 Pazartesi

GEZMELER GEZMELER, EMİNÖNÜ, NESLİHAN BÜFE....


بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِارَّحْمَنِ ارَّحِيم 
                      Bismillahirrahmanirrahim...... 
Yeni cami
Biraz tarih biraz alışverişle bazende başka yerlere giderken uğradığımız Eminönü'n de, Yeni camide kuşlar.
Mısır Çarşısı 
Mahmut Paşa yokuşu 





Mısır Çarşısından şöyle bir geçip hanların ve mağzaların bulunduğu, Mahmut Paşanın yokuşunu çıkıp kapalı çarşıya ulaşmak bazende , 





Süleymaniye Cami

Süleymaniye'den bakma kalabalığa yada Mübarek Eyüp sultanın huzuruna varmak için uğramak ne için olursa olsun Eminönü'nün havasını teneffüs etmek her şeyiyle güzel olan İstanbul'un kalbinde atmak demek, Eminönü yaşayan dili olan geçmişi ve geleceği olan yaşlı ve yorgun bir şehrin hayat damarlarından biri .
Tarihi Balıkçılar

Eminönü'n de aklımıza yemek denince şiirlere ve şarkılara konu olan balık ekmek geliyor başka bir yazımız da ondan da bahsetmesek olmaz ama bizim Şevval balık sevmediği için Şevva'lli Eminönü gezmelerimiz de devamlı gittiğimiz güvenerek ve severek leziz yemekleriyle karnımızı doyurduğumuz ayrıca nefis vitamin deposu taze sıkılmış meyve sularını da çok sevdiğimiz Neslihan Büfeden bahsedeceğim.



Neslihan Büfenin Eski Hali 

Neslihan Büfe 1962 yılında hizmete başlamış bir mekan yeri oldukça kolay Sirkeci Büyük postanenin çaprazında olan Neslihan Büfe yeni yapılan Marmaray girişine de çok yakın olduğundan yemeğimizi bitirdiğimiz de hemen Marmaray'a binip Anadolu yakasına 8 dakikada geçebiliyoruz.


Gelelim menüye bol miktar da seçeneğiniz var ister dürüm yada tost yersiniz, ister çorba içersiniz yada şöyle biraz enerjim olsun öyle gezeyim derseniz taze sıkılmış meyve sularını tercih edebilir uzun alışverişten sonra bir yorgunluk kahvesi içebilirsiniz ama neyi tercih ederseniz edin memnun kalacağınız kesin.
                          


Fiyatlar da oldukça makul olan Neslihan Büfede çalışanlarda bir o kadar ilgi ve alaka gösteriyor sizlere, şimdiler de ufak bir iç mekan da eklemişler özellikle kışın soğukta giderseniz üç dört masalık yerlerinde de ağırlayabilirler sizi. Eğer yakınlardaysanız uğrayın derim...


















Afiyet şeker olsun mevlam ağzınızın tadını huzurunuzu ve en önemlisi sağlığınızı bozmasın ....
 Allah yar ve yardımcınız olsun ....

 Elif'in notu ; Eğer bulamazsanız aşağıda açık adres veriyorum. :)
Adres: Hobyar Mahallesi, Büyük Postane Cd. No:44, 34112 Fatih/İstanbul
Telefon: (0212) 511 50 48

20 Ağustos 2014 Çarşamba

GEZMELER/GEZMELER, EMİNÖNÜ , ŞARK HAN, TOPKAPI SARAYI, HEYBELİ ADA,

Oluşumla beraber geçen  haftayı dolu dolu geçirdik. Kızlarla Heybeli ada sefası yaptık, Yusuf'da çok mutlu oldu, çok güzel  bir gündü.   



Bu bayram Yusuf herkesin elini öptüğünde ona kağıt para verenlere "bana bozuk para verin" diye  tutturdu . Ona bozuk paranın  değeri  olmadığını anlatmaya çalıştım tabi anlamak istemedi.  Bende kağıt  paralarını biriktirip çok istediği akvaryumu alabileceğimizi, bozuk parayla akvaryum vermiyeceklerini söyledim hemen anladı tabi benim akıllı oğlum  tekrar el öpme turuna çıktı ve akvaryum paramız fazlasıyla birikti :))  Bu hafta sonuda  ilk durağımız Eminönünden akvaryum almak oldu. En ufağından bir akvaryum  aldık içine de üç adet japon balığı  ve  kurduk şimdilik  mutlu mesut yüzüyorlar. 







Ben AVM ' leri  sevmiyorum  ama açık havada çarşı pazar gezmeye bayılırım. Özellikle  Eminönünü gezmeyi çok severim orada  aradığınız herşeyi bulabilirsiniz. Hava sıcak olduğundan fazla gezemezdik yanımdakilerinde isteğiyle Şark hana gitmeye karar verdik .Genelde karşıya geçtiğimizde buraya hep uğrarım  on seneden fazla oluyor burayı keşfedeli alışveriş cenneti bura için yok yok diyebiliriz, bir bakmışsınız hiç aklınızda olmayan şeyleri almışsınız, toptan aldığınızda  da yarı fiyatına alıyorsunuz. 
Serin serin klimalı beş katlı tabi her yerini gezdik  :))





Yaptığım deterjanlara hammadde almak içinde hasırcılar caddesine uğradık birşey aldık.







Tabiki çocuklar acıktı her  gördüklerini yemek istiyorlar. Buraya geldiğimizde ya balık  ekmek yada meşhur neslihan büfeden taze şıkılmış meyve suyu  yanında bişeyler yeriz . Şevval balık sevmediğinden bizde tercihimizi neslihan büfeden yana kullandı  :))



Topkapı sarayının uzun zamandır kapalı olan mutfak bölümünün açıldığını öğrenince aldık müze kartları dayandık topkapı surlarına . İğne atsan yere düşmez vaziyetteydi saray,  mutfak bölümü orta bahçede olduğu içinmi  bilmiyorum fazla kalabalık değildi en azından diğer bölümler gibi kapısında sıra yoktu. Çok etkilendik adeta büyülendik mutfaktan, yemek takımları harikaydı,  fotoğraf çekemedik fazla çünkü görevli  izin vermedi. Birbaşka gezmeler/gezmeler de buluşmak üzere  
                                              Topkapı müzesi giri kapısı .


                          Sarayın bahçesinde devriye gezen askerler.













                                               Sarayın mutfak bölümü.