بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِارَّحْمَنِ ارَّحِيم
Bismillahirrahmanirrahim....
Bu yaz beş günlük Gökçeada kaçamağı yaptık pıtırcık Yusuf'umla sizlerle de paylaşmıştım. Deniz sevmeyen tatillerimiz de havuzdan çıkmayan yaramaz Gökçeada da deniz hayranı oldu bu seferde deniz den çıkaramadık Yusuf'u, o kadar çok sevdi ki ''Anne yazları burada yaşayalım.'' diye planlar yapmaya başladı tabi beş gün sonunda İstanbul'a döndük ama ben izinlerimi ayarlayıp bir haftalık daha tatil yapmak için fırsat buldum. Bu tatilimiz de de bol bol fotoğraflar çektik ama ben bir türlü yazmaya fırsat bulamadım malum resimleri derlemek ve yazıları yazmak bir hayli uğraştırıcı ve ilk fırsatta sizlerle paylaşıyorum. Hatta bu tatilimiz de bir günlük Bozcaada gezisi de yaptık onuda ilerleyen günler de paylaşacağım sizlerle inşallah..
Bu tatilimizde deniz yoğunluklu oldu fazla gezemedik, mavişim Umut'la, Yusuf deniz den çıkmadı ve sürekli sevdikleri yerde denize girmek istedikleri için pek değişik koylara gidemedik, önceki yazımızda cennet Gökçeada'nın paylaşamadığımız güzelliklerini bu yazımızda kaldığı yerden anlatmaya çalışacağım.
KEFALOS KOYU...
Burası bizim oğlanların gözdesi su derin değil adeta bir havuz. Kefalos’ta rüzgâr sörfü ve kite sörf yapılıyor ve eğitim veren kurslar var. Ayrıca her ihtiyacınızı karşılayabileceğiniz plajıda mevcut ama biz tenha olduğu için plajda değil koyun sonuna doğru ilerleyip oradan denize giriyoruz..
UĞURLU KÖYÜ
Bir ada turu yaptıktan sonra Uğurlu köyüne düştü yolumuz burasıda Gökçeadanın merkezi kadar olmasa da oldukça kalabalık geldi bize alışveriş yapabileceğiniz dükkanlar, tezgahlar yemek yiyebileceğiniz lokanta ve kafeleri de mevcut, Uğurlu köyüne geldiğiniz de kalacak yer sorunu da yaşayacağınızı pek düşünmüyorum. Köyün içinden geçip plaja ulaşıyorsunuz burası da oldukça kalabalık şemsiyenizi açıp hemen denize girebilirsiniz ama bizim oğluşların pek hoşuna gitmedi tabi pek zevkle girmediler denize ve fazla duramadık uğurlu plajında.
SAKLI LİMAN (GİZLİ LİMAN)
Ada turumuzu yaptığımız gün Uğurlu Köyünden sonra daha önceden methini duyduğumuz bu koyu görmek istedik . Tam güneş batarken ulaştık Gizli Lİmana Adanın en batı ucu yani gidilecek son nokta buradan sonrası yok. İncecik Kumdan oluşan bu koy da köylüler tarafından işlenen plajda mevcut her türlü imkan mevcut.
YILDIZ KOYU
Adada ki tatilimize başladığımız ilk günlerde sabahtan yağmur çiseledi ve hava kapandı biz de o gün denize gitmemeye karar verip adada görmediğimiz yerleri gezmeyi düşündük ilk uğrak yerimizde Yıldız koyu oldu. Koyda bizim gibi sadece gezme amaçlı gelen birkaç aile vardı çünkü burada kumtaşlarının, deniz suyu ve bakteriler tarafından aşındırılması sonucunda oluşan doğal heykelimsi taşlar ve kaya katmanları mevcut. Kayalara çıktık bizim afacalar plajda biraz gezinip eğlendiler. Sabahtan kimse denize gitmemişti ama öğlen havanın düzelmesinden sonra herkes kendini sulara attı biz de o günü gezerek değerlendirdik...
YENİ BADEMLİ KÖYÜ
Adayı gezerken Yeni Bademli Köyünün içinden geçtik pansiyonların yoğun olduğu bir köy arabayla geçerken bu ağaç dikkatimizi çekti araçtan indim ve fotoğrafını çektim. Adanında rumca ismi olan İmroz (rüzgarlı) isminin nereden geldiğini kanıtı gibi adanın neredeyse her tarafında böyle ağaçları görmeniz mevcut.
YUKARI KALE KÖY
Adanın muhteşem manzaralı yerlerinden biri köyün adını aldığı kaleye çıktığınız da kuşbakışı Aşağı Kaleköy, Yenibademli, Eskibademli ve Zeytinli Köylerini görebiliyorsunuz. Kale Ceneviz'liler den kalmış sadece fotoğraftaki kalıntılar günümüze gelebilmiş Ceneviz'liler zamanında İskiter Kalesi olarak anılıyormuş günümüzde Gökçeada Kalesi yada Kaleköy Kalesi diye adlandırılıyor.
Kalenin hemen yanında şahane manzara eşliğinde hem yaz hem de kış sezonunda açık olan İmroz Poseidon Restoran'da deniz ürünleri ve ızgaraların tadına bakabilirsiniz.
Ada da irili ufaklı Rum vatandaşlarımızın ibadet yaptığı şapeller mevcut bunlar genelde dini gün ve bayramlarda kullanılıyor biz de Yukarı Kaleköy'deki şapelin içine girdik ve fotoğrafını çekti gerçi bizim çocuklara buranın ne için olduğunu anlatmakta zorlandık ama gezimiz de değişik bir durak oldu.
Bu köyde her sokağa ayrı bir hanım adı verilmiş ne kadar ince bir düşünce değil mi.Kadınlara yönelik bu pazitif ayrımcılık hoşumuza gitti ...
Yukarı Kaleköyde televizyonda gurme proğramlarında da çıkan Mustafa'nın Kayfesi 'ne gidiyoruz. Eski bir kilisenin avlusunda yer alan 300 yıllık bir çınarın altında manzarası güzel, otantik bir yer. Kahvaltısı, muhallebisi ve kahvesiyle meşhur.
Burada Kale köy hatırası fotoğrafları çekilip yandaki kilseye şöyle bir göz atıyoruz ve paylaşmak için bol bol fotoğrafta çekiyoruz...
EART MARKET , YERYÜZÜ MARKETİ (ORGANİK PAZAR) VE YEŞİLYURT KAFE
Gökçeadanın merkezine beş dakika doğal ve organik ürünlerini temin edebilceğiniz güzel tasarlanmış içerisinde bir şeyler atıştırabileceğiniz yerlerde mevcut, bu yerlerden birisi de yeşilyurt kafe, çok nazik bir çift işletiyor burayı biz gözleme ve mantısını denedik inanın gözlemenin tarifini istedim o kadar leziz, bizim çocuklarda parmaklarını yedi. Burada her şey günlük yapılıyor gözlemeyi bizim yanımızda hemencecik yapıverdi mantıda ona keza yanımızda haşlandı gözümüzün önünde ter temiz bir ortam ve sedirlere rahatça oturup yorgunluğunuzu atabileceğiniz bir yer sohbetleride ve misafirperverlikleri de ona keza çok güzel bir daha ki ada tatillerimizde de uğrak yerimiz olacağı kesin.
Bu ada tatilimiz de böyle bitti elimiz erdiğince gördüğümüz güzellikleri sizlerle paylaştım Gökçeadaya doyamadık tabi gelecek seneler de tekrar gelmek niyetiyle..