Bumerang - Yazarkafe

24 Ekim 2017 Salı

BAHÇEMİZDEKİ ELMALARDAN ORGANİK ELMA REÇELİ YAPTIK...

بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِارَّحْمَنِ ارَّحِيم 
Bismillahirrahmanirrahim....
Bahçemizde kendiliğinden muhtemelen oraya düşen bir çekirdekten olan elma ağacımız bu sene çok büyüdü meyveleri oldukça küçük ve ilaçsız olduğu için kurtlu önce sirke yapmayı düşündüm ama sonra çok lezzetli olduğundan iç kısmından reçel , soyduğum kabuklardan da sirke yapmaya karar verdim.

Topladığım elmalardan reçel ve sirkeyi yaptım Ağustos ayında yaptığım için elma sirkem de oldu ilerleyen günler onu da paylaşacağım.

MALZEMELER
  • 1 kg elma (Soyulmuşu bir kilo) 
  • 4 su bardağı şeker 
  • 5 su bardağı su 
  • yarım çay kaşığı limon tuzu,, 
  • bir tutam hibiskus, 
  • 1 çay kaşığı tereyağ,



YAPILIŞI


Su ve şekeri ve hibiskusu tencereye koyup kaynamaya bırakıyoruz (Hibiskus gıda boyası kullanmadan reçelin güzel bir renk almasını sağlıyor.)Diğer tarafta elmaların kabuklarını soyup (Kabuklarından sirke yapmak için ayırdım.) içini küçük küçük doğruyoruz. 




Kaynayan şerbeti on, onbeş dakika daha kaynatıp elmaları içine ekleyip yarım saat daha kısık ateşte pişirip kapatmaya yakın limon tuzunu koyup bir taşım daha kaynatıyoruz. Sıcakken kavonozlara koyup ters çevirip bu şekilde bir gece bekleyip vakumlanmasını sağlıyoruz.  İki  kavanoz reçelim oldu..  Tadıda oldukça lezzetli elmanın bol olduğu  şu dönemlerde sizde yapıp afiyetle yiyebilirsiniz... 





17 Ekim 2017 Salı

GEZMELER GEZMELER ...BU SENEKİ İKİNCİ GÖKÇEADA TATİLİMİZ...







بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِارَّحْمَنِ ارَّحِيم 

Bismillahirrahmanirrahim....


                                    Bu  yaz  beş günlük Gökçeada  kaçamağı yaptık pıtırcık Yusuf'umla sizlerle de paylaşmıştım. Deniz sevmeyen tatillerimiz de havuzdan çıkmayan yaramaz Gökçeada da deniz hayranı oldu bu seferde deniz den çıkaramadık Yusuf'u,  o kadar çok sevdi ki  ''Anne yazları burada yaşayalım.'' diye planlar yapmaya başladı tabi beş gün sonunda İstanbul'a döndük  ama ben izinlerimi ayarlayıp bir haftalık daha tatil yapmak için fırsat buldum. Bu tatilimiz de de bol bol fotoğraflar çektik ama ben bir türlü yazmaya fırsat bulamadım malum resimleri derlemek ve yazıları yazmak bir hayli uğraştırıcı  ve ilk fırsatta sizlerle paylaşıyorum. Hatta bu tatilimiz de bir günlük Bozcaada  gezisi de yaptık onuda ilerleyen günler de paylaşacağım sizlerle inşallah..

Bu tatilimizde  deniz yoğunluklu oldu fazla gezemedik,  mavişim Umut'la, Yusuf deniz den çıkmadı ve sürekli  sevdikleri  yerde denize girmek istedikleri için pek değişik  koylara gidemedik, önceki yazımızda cennet Gökçeada'nın paylaşamadığımız güzelliklerini bu yazımızda kaldığı yerden anlatmaya çalışacağım.

KEFALOS KOYU...


















Burası bizim oğlanların gözdesi su derin değil adeta bir havuz. Kefalos’ta rüzgâr sörfü ve kite sörf yapılıyor ve eğitim veren kurslar var. Ayrıca her ihtiyacınızı karşılayabileceğiniz plajıda mevcut ama biz  tenha olduğu için plajda  değil koyun sonuna doğru ilerleyip oradan denize giriyoruz..
UĞURLU KÖYÜ


Bir ada turu yaptıktan sonra Uğurlu köyüne düştü yolumuz burasıda Gökçeadanın merkezi kadar olmasa da oldukça kalabalık geldi bize alışveriş yapabileceğiniz dükkanlar, tezgahlar yemek yiyebileceğiniz lokanta ve kafeleri de mevcut, Uğurlu köyüne geldiğiniz de kalacak yer sorunu da yaşayacağınızı pek düşünmüyorum. Köyün içinden geçip plaja ulaşıyorsunuz burası da oldukça kalabalık şemsiyenizi açıp hemen denize girebilirsiniz ama bizim oğluşların pek hoşuna gitmedi tabi pek zevkle girmediler denize ve fazla duramadık uğurlu plajında.
SAKLI LİMAN (GİZLİ LİMAN)
Ada turumuzu yaptığımız gün Uğurlu Köyünden sonra  daha önceden methini duyduğumuz bu koyu görmek istedik . Tam güneş batarken ulaştık Gizli Lİmana  Adanın en batı ucu yani gidilecek son nokta buradan sonrası yok. İncecik  Kumdan oluşan bu koy da köylüler tarafından işlenen plajda mevcut her türlü imkan mevcut. 








YILDIZ KOYU 


Adada ki tatilimize başladığımız ilk günlerde sabahtan yağmur çiseledi ve hava kapandı biz de o gün denize gitmemeye karar verip adada görmediğimiz yerleri gezmeyi düşündük ilk uğrak yerimizde Yıldız koyu oldu. Koyda bizim gibi sadece gezme amaçlı gelen birkaç aile vardı çünkü burada kumtaşlarının, deniz suyu ve bakteriler tarafından aşındırılması sonucunda oluşan doğal heykelimsi taşlar ve kaya katmanları mevcut. Kayalara çıktık bizim afacalar plajda biraz gezinip eğlendiler. Sabahtan kimse denize gitmemişti ama öğlen havanın düzelmesinden sonra herkes kendini sulara attı biz de o günü gezerek değerlendirdik...
 YENİ BADEMLİ KÖYÜ 
Adayı gezerken Yeni Bademli Köyünün içinden geçtik pansiyonların yoğun olduğu bir köy arabayla geçerken bu ağaç dikkatimizi çekti araçtan indim ve fotoğrafını çektim. Adanında rumca ismi olan İmroz (rüzgarlı) isminin nereden geldiğini kanıtı gibi  adanın neredeyse her tarafında böyle ağaçları görmeniz mevcut. 
YUKARI KALE KÖY

Adanın muhteşem manzaralı yerlerinden biri köyün adını aldığı kaleye çıktığınız da kuşbakışı Aşağı Kaleköy, Yenibademli, Eskibademli ve Zeytinli Köylerini görebiliyorsunuz. Kale Ceneviz'liler den kalmış sadece fotoğraftaki kalıntılar günümüze gelebilmiş Ceneviz'liler zamanında İskiter Kalesi olarak anılıyormuş günümüzde Gökçeada Kalesi yada Kaleköy Kalesi diye adlandırılıyor. 
 
Kalenin hemen yanında şahane manzara eşliğinde hem yaz hem de kış sezonunda açık olan İmroz Poseidon Restoran'da deniz ürünleri ve ızgaraların tadına bakabilirsiniz. 




Ada da irili ufaklı Rum vatandaşlarımızın ibadet yaptığı şapeller mevcut bunlar genelde dini gün ve bayramlarda kullanılıyor biz de Yukarı Kaleköy'deki  şapelin  içine girdik ve fotoğrafını çekti  gerçi bizim çocuklara buranın ne için olduğunu anlatmakta zorlandık ama gezimiz de değişik bir durak oldu. 

Bu köyde her sokağa ayrı  bir hanım adı verilmiş ne kadar ince bir düşünce değil mi.Kadınlara yönelik bu pazitif ayrımcılık hoşumuza gitti ...




































 

   

Yukarı Kaleköyde  televizyonda gurme proğramlarında da çıkan Mustafa'nın  Kayfesi 'ne gidiyoruz. Eski bir kilisenin avlusunda yer alan 300 yıllık bir çınarın altında manzarası güzel, otantik bir yer. Kahvaltısı, muhallebisi ve kahvesiyle meşhur.  








Burada Kale köy hatırası fotoğrafları çekilip yandaki kilseye şöyle bir göz atıyoruz ve paylaşmak için bol bol fotoğrafta çekiyoruz...






EART MARKET , YERYÜZÜ MARKETİ (ORGANİK PAZAR) VE YEŞİLYURT KAFE 










Gökçeadanın merkezine beş dakika doğal ve organik ürünlerini temin edebilceğiniz güzel tasarlanmış içerisinde bir şeyler atıştırabileceğiniz yerlerde mevcut, bu yerlerden birisi de yeşilyurt kafe, çok nazik bir çift işletiyor burayı biz gözleme ve mantısını denedik inanın gözlemenin tarifini istedim o kadar leziz, bizim çocuklarda parmaklarını yedi. Burada her şey günlük yapılıyor gözlemeyi bizim yanımızda hemencecik yapıverdi mantıda ona keza yanımızda haşlandı gözümüzün önünde ter temiz bir ortam ve sedirlere rahatça oturup yorgunluğunuzu atabileceğiniz bir yer sohbetleride ve misafirperverlikleri de ona keza çok güzel bir daha ki ada tatillerimizde de uğrak yerimiz olacağı kesin.
Bu ada tatilimiz de böyle bitti elimiz erdiğince gördüğümüz güzellikleri sizlerle paylaştım   Gökçeadaya doyamadık tabi gelecek seneler de tekrar gelmek niyetiyle.. 

10 Ekim 2017 Salı

İKİNCİ DENEMEM ÇAM KOZALAĞI REÇELİ YAPILIŞI .... MUCİZEVİ İKSİR ....ŞİFA DEPOSU... ( ÇAM PEKMEZİ, ÇAM BALI) PİNE CONES JAM RECİPE,

بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِارَّحْمَنِ ارَّحِيم 
                      Bismillahirrahmanirrahim......


Bir ay önce Şifa kaynağı  olan kozalak reçelini ilk yaptığım da hem çok az miktar da oldu hem de eşe dosta verdiğimden kalmadı ikinci tertip reçel yapmak için kozalakları  topladım ve tekrar yapmak için kolları sıvadım. İlk yaptığım  reçel de insanların  dönüşleri çok olumlu oldu merak ettiler sorular sordular  bende elimden geldiğince yardımcı olmaya çalıştım tabi. İnstagramda bir arkadaşım da kozalak reçeli yapmak istediğini ve benim yazım dan çok faydalandığını söylemişti ikinci reçel yapışımda da onun yaptığı reçeli sormak istedim o da reçeli yaptığını söyledi hatta yaptığı resimleri bile attı  bana , sadece 6 büyük kozalaktan yapmıştı reçelleri ama benimkinin iki katı reçel elde etmişti , nasıl yaptığını sorduğumda resimlerini kozalakların  kaynatma aşamasında bir kere değil beklete beklete üç kere kaynattıp böylece kozalakların özünün daha iyi suya geçmesini sağladığını söyledi. Bende İkinci yapışımda öyle yapmaya karar verdim ve yapılışını sizlerle paylaşmak istedim. 

KOZALAK REÇELİNİN YAPIMI ve 
MALZEMELER


  • 33 adet yeşil kozalak
  • 2 tatlı kaşığı limon tuzu( 1 adet limon suyu )
  • 10 lt su
  • 25 bardak şeker



YAPILIŞI









Kozalakları güzel bir  şekilde  ilk önce soğuk suyla daha sonra kaynar suyla yıkıyorsunuz.













Yıkadığınız kozalakları tencerenize alıyorsunuz.(Sıcak suyla yıkanan kozalaklar reçineleri sayesinde yapış yapış oldu bir maşa yardımıyla tencereye alabilirsiniz.)

10 lt kadar suya kozalakları ekleyip kaynattım altını kapatıp bir gece beklettim sabah tekrar kaynattım ve altını kapattım akşam tekrar kaynattım böylece kozalakların özü daha iyi bir şekilde suya geçti. 





Bu suyu süzüp bardakla ölçerek tencereye aktardım 35 bardak su oldu bu 25 bardak ta şeker ekledim ve  uzun uzun kaynadı kaynama sonuncu  yarısı gitti suyun ve koyulaştı.




Kıvam alan reçelin içine iki tatlı kaşığı limon tuzu ekleyerek bir on dakika daha kaynattım.(Bu aşamada limon tuzu yerine limon suyu da ekleyebilirsiniz ama reçelde kristalleşme yaptığı için limon tuzunu tavsiye etmiyorum..)


İlk yaptığım reçelden daha az kozalak kullanmama rağmen iki katı reçel elde ettim. 










Henüz reçel sıcakken  reçelimizi kavonozlara  koyup sıkıca kapatıp ters çevirip soğumasını bekliyoruz bu şekilde sıcağıyla kapanıp ters çevrilen şişeler vakumlanıyor. 







Afiyet şifa olsun....