Bumerang - Yazarkafe

18 Ocak 2018 Perşembe

GEZMELER GEZMELER .... ZÜMRÜT BÜFE .... EMİNÖNÜ'NDE...

بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِارَّحْمَنِ ارَّحِيم 
                      Bismillahirrahmanirrahim......

Yazdan kalma bir günde, Oğluşumla vapura binmek istedik, arada olur bize ve bir ikindi vakti Eminönü'ne gittik ne de özlemişiz belki aylardır gelmemişiz birlikte buralara. Yeni camiye uğradık, mısır çarşısından şöyle bir geçtik, Mahmutpaşa yokuşundan kapalı çarşıya kadar çıktık . Saat dördü geçiyordu her zamanki yemek yediğimiz yerde döner kalmamış bu saatte , Yusuf acıkmıştı, hemen suratını astı tabi dönerci abileri üzülmesin diye çikolata ikram ettiler ve yokuşu geze geze inmeye başladık.






















Daha önce buralara geldiğimiz de önünden hep geçtiğimiz ama başlangıç rotamız olduğundan belkide acıkmadığımızdan yemek yeme fırsatımız olmadığı ama gerek sosyal medyada gerek televizyonlarda duyduğum ve aklımda bulunan bir yerdi Zümrüt Büfe. Özellikle ülkemizde ve ulusal kanallarda gurme proğramları yapan Vedat Milor tarafından ziyaret edildiğin den beri daha bir rabet görür olmuş. 


Bize bugün gelmek nasip olacakmış herhalde, yoldan bakınca salaş bir yer dışarıda ki çığırtkan aile salonları olduğunu söylüyor ama zaten hafta içi olması sebebiyle boştu biz de orada yemek istedik, o kadar ufak bir yer ki,  yüksek sandalyelere oturup mermer tezgahlar da dönerinizi yiyorsunuz. Dediğim gibi boş olduğu için hemen dönerlerimiz getirdiler. Belkide karnımız aç olduğundan çok lezzetli geldi bana bir çırpıda bitiriverdik. 

Döneri tartıyla veriyorlar içine patates kızartması yerine püre koyuyorlar yeşillik ve soğan ilavesi de varmış ama biz gittiğimizde geç olduğu için sadece püre eklediler, püre ayrı bir lezzet katmış. Tarihi yarım adada yediğimiz dönerlerden lezzeti bir tık önde eti de lezzetliydi. 

Gelelim fiyata, internette okuduğuma göre herkes fiyattan şikayetçi evet Eminönü'nde yemek yediğiniz yerlerden oldukça fiyatlı ve normal bir AVM'de burada yediğiniz ekmek arası fiyatına İskender yersiniz ama bulunduğu konum itibariyle çok kira verdikleri aşikar birde kıyma değil et döner olunca fiyatı etkiliyor diye düşünüyorum. 

Yolunuz Eminönü'ne düşerse Mısır Çarşısınından çıktıktan sonra Tahtakale girişinde sağda bulunan Zümrüt büfe de ayak üstü lezzetli bir döner yiyebilirsiniz. Saat 18:30 kadar açık bulunuyormuş ve Ramazan ayı boyunca kapalıymış. 



ADRES: Rüstem Paşa Mahallesi, Sabuncu Hanı Caddesi, No 12, Fatih, İstanbul

17 Ocak 2018 Çarşamba

KAHVALTILIK KURU DOMATES YAPTIM....SUN DRİED TOMATOES İN OLİVE OİL RECİPE,

بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِارَّحْمَنِ ارَّحِيم 
                      Bismillahirrahmanirrahim......

Merhaba blok arkadaşlarım bugün size yazları tazecik yediğimiz domateslerin kurutulmuşundan yaptığım kahvaltılık tarifini vereceğim. Sabah kahvaltı sofralarınızda güzel bir çeşit olacak. 
Ben kuru domatesleri Bozcaada gezimizde almıştım, tarifte kullandığım kekik Gökçeada'dan,  zeytin yağımızda Ayvalık'tan. 

Ben daha önce mutfağımda kuru domates kullanmıyordum ama çevremdeki arkadaşlarımdan pek bir methini duydum, bir deneyim dedim ve ilk bu  tarifi denedim . Oldukça lezzetli ve damak zevkimize uygun bir tat. Özellikle  domates bulamadığımız kış aylarında bir güzel alternatif. Kavonoz bitince anca fotoğraf çekme fırsatı bulabildim :)


Çok şifalı olan, kuru domateste bulunan likopen E vitamininden on kat daha güçlü bir antioksidanmış. Ayrıca kuru domateste bulunan likopen zeytinyağı ile birleşince emilimi çok daha yüksek oluyormuş.

MALZEMELER
  • Kuru domates,
  • zeytinyağı,
  • Sarımsak,
  • Kekik veya biberiye
YAPILIŞI









Kuru domateslerimizi sıcak suda bir on dakika yumuşayıncaya kadar bekletiyoruz. Süzüp hiç suyu kalmayacak şekilde havlu kağıtın üzerine alıp kuruluyoruz. 
Kuruladığımız domatesleri birkaç parçaya ayırıp, cam bir kavanoza, bir sıra domates, bir sıra sarımsak ve kekik olmak üzere domateslerimiz bitene kadar dizip üzerini kapatacak kadar zeytinyağı ilave ediyoruz.
Kavanozun ağzı kapalı bir iki gün bekleyip tüketebilirisiniz.  
Bu şekilde buz dolabında domateslerimizi istediğimiz kadar saklayıp istediğimiz zaman kahvaltı sofralarımızı renklendirebilirsiniz. Afiyetle.....


15 Ocak 2018 Pazartesi

PORTAKAL KABUĞU REÇELİ, BAHÇEMİZDEKİ ORGANİK PORTAKALLARDAN, HOME MADE ORANGE PEEL JAM,

بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِارَّحْمَنِ ارَّحِيم 
                      Bismillahirrahmanirrahim......
Bu sene bahçemizdeki portakallar her senekilerden büyük ama az oldu. Mandalina reçeli ve portakal reçeli için sularını kullandım kalan kabuklarını da reçel ve sirke yapımında değerlendirdim, hiç bir şeyi ziyan etmiyoruz. 


Soyacak kullandığım için  ince ve düzgün portakal kabuklarını çıkardım. 





Portakal kabuğu reçeli yapmak oldukça eğlenceli ama biraz el oyalıyor. Sizde güzel aromalı bu reçelleri deneyin sofralarınızı şenlendirin derim. Afiyetle....   
  



MALZEMELER

  • 3 adet portakal (benim portakallar normalden küçük olduğu için 5 adet)
  • şeker
  • su
  • yarım limonun suyu ya da limon tuzu
  • pamuklu ip ve kalın bir iğne
YAPILIŞI 
Portakalların kabuklarını soyuyoruz kabukları soyucakla soyduğumuz için  içindeki beyaz kısmı yok eğer  sizin kabuklarınız da beyaz kısım çok olursa  bıçakla temizleyip  bıçakla veya rendeleyerek temizliyoruz. 





İncelttiğimiz kabukları  şeritleri  içe doğru rulo biçiminde sarıp iğneyle delerek ipliğe diziyoruz. 



Bütün kabukları bu şekilde dizdikten sonra portakallarımızı  suya bastırıyoruz bu suyu arada değiştirerek bir gün suda bekletiyoruz.



Acı tadının gitmesi için portakalları tencereye alıp üzeri aşan bir suyla haşlıyor ve süzüyoruz. Bu haşlama işini ortalama üç, dört   kez tekrarlayıp yumuşayıncaya kadar haşlayıp süzüyoruz.
Diğer bir tencerede şekeri su ile kaynatarak  şurup hazırlıyoruz. Şurup kaynayınca ipe dizili  haşladığımız portakal kabuklarını içine atıyoruz. içine bir çay kaşığı tereyağ da atıp, kısık ateşte reçel kıvamını gelinceye kadar kaynatmayı sürdürüyoruz. Limon suyunu ya da limon tuzunu katıp bir taşım daha kaynatarak ateşten alıyoruz. Kabukları bir çatalla sıyırarak iplikten çıkarıyoruz.  
Reçeli uzun süre muhafaza etmek isterseniz ocaktan alır almaz kavanozlara doldurup ağzını sıkıca kapatıp bir gün boyunca ters çevrili tutuyoruz böylece ağzı vakumlanıyoe hava almadığı için uzun süre saklayabilirsiniz.




9 Ocak 2018 Salı

EV YAPIMI PORTAKALLI LOKUM KENDİ BAHÇEMİZDE Kİ PORTAKALLARDAN - HOMEMADE ORANGE TURKISH DELIGHT -

بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِارَّحْمَنِ ارَّحِيم 
Bismillahirrahmanirrahim...... 


Bahçemizdeki portakallar bu sene biraz büyük oldu ama az oldu bende her sene olduğu gibi bu portakalları kullanarak yeni tarifler denemeye devam ediyorum. Bu seferde adıyla sanıyla her şeyi ile Türk olan lokum tarifini vereceğim . O kadar lezzetli oluyor ki misafirlerinize ikram edeceğiniz kahvenizin yanında ağzınızı tatlandıracak. Hatta bayramlarda mevlütler de lokumlarınızı kendiniz yapmaya başlayacaksınız. Tamamen evdeki malzemelerden katkısız ve kimyasallar kullanmadan çabuk ve kolay lokumlarınız olacak. Ben lokumları mı ilk olarak evimizin gurmesi Yusuf Mert'e denettim görür görmez ''Anne gerçek lokum gibi olmuş.'' dedi, tadına da bakınca çok beğendiğini söyledi. Portakallı lokumları en yakın zamanda sizlerde deneyin derim.
Afiyet şeker olsun.....



MALZEMELER
  • 4,5 su bardağı su 
  • 3,5 su bardağı toz şeker 
  • yarım limon suyu 
  • 1 su bardağı mısır nişastası 
  • 1 su bardağı portakal suyu 
  • 1 tane limon tuzu 
  • 1 çay kaşığı zerdeçal 
  • Yarım su bardağı isteğe göre fındık, fıstık yada ceviz 

ÜZERİ İÇİN 

  • Hindistan cevizi 
YAPILIŞI 




3 bardak su ile 3,5 bardak şekeri bir tencereye alıp içine limon suyunu da ekleyip kaynatıyoruz ve koyulaşması için bir süre kaynatmaya devam ediyoruz.






Bir su bardağı portakal suyunu, 1,5 su bardağı suyu ve 1 bardak nişastayı tencerede eritip ocağın üzerine alıp pelteleşinceye kadar pişiriyoruz.















Şerbeti yavaş yavaş peltemize dökerek mikserle yediriyoruz pürüzsüz bir şekilde olunca ocağın üstüne alıp karıştırarak pişirmeye devam ediyoruz. Piştikçe koyulaşıp lokum kıvamına geliyor. Altını kapatıp ilk sıcaklığının geçmesini bekliyoruz.




Diğer tarafta fındığımızı tavada kavuruyoruz ve parçalıyoruz ve lokumumuza fındık parçalarına ekliyoruz.

Lokumumuzu yağlı kağıt serilmiş kare borcama döküyoruz.





Oda ısısına soğumasını bekliyoruz daha sonra çıkartıp minik karelere kesip hindistan cevizine bulayıp servis tabağına alıyoruz. Afiyet şeker olsun.. 


3 Ocak 2018 Çarşamba

MİNİK LOKMALIK BİTLİ KURABİYELER ...

بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِارَّحْمَنِ ارَّحِيم 
Bismillahirrahmanirrahim...... 


Bu kurabiyeler şimdilerde favorim çok sık yapar oldum, yapması da kolay canımız istediğinde hemencecik oluveriyor. İçinde kavrulmuş susam, çörek otu birde mahlep üçlüsü olunca kandil simitine benzetiyorum ben, lokmalık oluşu da ayrı bir güzellik fazla yemek istemeyenler için tadımlık ama emin olun bir iki derken tüm tabağı bitiriveriyorsunuz.


MALZEMELER 
  • 100 gram tereyağı (oda sıcaklığında) 
  • 1 çay bardağı sıvıyağ (ben fındık yağı kullandım) 
  • 1 yumurta (Akı hamura, sarısı üzerine) 
  • 1 yemek kaşığı sirke 
  • 1 çay kaşığı tuz 
  • 1 yemek kaşığı çörek otu 
  • 1 tatlı kaşığı şeker 
  • 2 -3 su bardağı un 
  • 1 paket kabartma tozu (Mahlep aromalı olandan)
  • Mahlep yarım çay kaşığı
  • Yarım çay bardağı kavrulmuş susam
YAPILIŞI



Tereyağı ve fındık yağını, yumurta akını, sirkeyi, tuz ve şekeri ekleyip karıştırıyoruz.



Susamı bir tavada kavuruyoruz ve çörek otuyla birlikte karışıma ekliyoruz.












Unu kontrollü olarak ve Kabartma tozunu ekleyip ele yapışmayan yumuşak bir hamur elde ediyoruz. (Kabartma tozunuz mahlepli değilse yarım çay kaşığıyla mahlep                                                                               ekleyebilirsiniz.)

Hamurdan istediğimiz büyüklükte parçalar alıp yuvarlıyoruz benim mutfak tartım var ortalama onar gramlık kurabiyeler yaptım. Yağlı kağıt serilmiş tepsiye aralıklı olarak yerleştiriyoruz. 


Üzerine yumurta sarısı sürüp 180 derecelik fırında 15-20 dakika kadar pişirin. Üzerleri kızarınca fırından alıyoruz. Canınız atıştırmalık birşeyler istediğinde nefis kurabiyeleriniz elinizin altında .Afiyet olsun...




2 Ocak 2018 Salı

MÜTHİŞ RENGARENK PANCARLI KIŞ SALATASI

بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِارَّحْمَنِ ارَّحِيم 
Bismillahirrahmanirrahim...... 


Bu salatayla Sevgi Abla sayesinde tanıştık, onlara gittiğimizde tok olmamıza rağmen  yaptığı salatayı bir çırpıda yemiş bitirmiştik, tadı damağımızda kaldı Sevgi Abla sağ olsun tekrar yaptı ve sizlerle tarifini paylaşıyorum.Pancar salatası dedik ama aslında tek pancar yok içinde değişik sebzelerden oluşan karışık bir kış salatası, pancarın o güzel  renginin sebzelerin hepsine renk verdiğinden dolayı biz pancar salatası  demeyi tercih ettik. 

MALZEMELER

- 1 orta boy pancar
- 1 adet havuç
-  Bir miktar kırmızı lahana 
-  Bir parça karnıbahar 
-  Bir parça brokoli 
-  Bir miktar roka 
- Zeytinyağı, nar ekşisi, limon, tuz, bir yemek kaşığı şeker

YAPILIŞI 

Pancarı, ve havucu rendeliyoruz, kırmızı lahanayı, rokayı ince bir şekilde,  brokoliyi, karnıbaharı  çok küçük bir şekilde kesip hepsini karıştırıyoruz.  Diğer tarafta sosunun yapımına geçiyoruz nar ekşisini, zeytin yağı, limonu, tuzu ve şekeri karıştırıp salatamıza ekliyoruz ve servise hazır.
Aslında malzemelerin çeşitliliği ve miktarı sizlere kalmış, istediğiniz malzemeyi ekleyip çıkarabilirsiniz. 
O kadar lezzetli ki  özellikle o nar ekşili sosu bir harika en yakın zamanda deneyin müftelası olacaksınız. 

22 Aralık 2017 Cuma

KUDÜS ZAFERİ

بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِارَّحْمَنِ ارَّحِيم 
Bismillahirrahmanirrahim...... 

Hayırlı Cumalar tüm müslümanlar. Bu cuma gecesi  mevlanın yardımına mazhar olunmuştur. 




Gün zafer günüdür gün öyle bir gündür ki müslümanların ilk kıblesi onuru gururu Kudüs'ümüzün elimizden alınması için planlarını teker teker gerçekleştiren siyonistlerin tuzaklarının bozulduğu gündür. 











Bu sefer siyonistler tek değildiler yanlarında dünyanın yılanı Amerika da vardı. Tüm ortadoğuyu birbirine katan Amerika meydan okurcasına Kudüs'e de karıştırmanın zamanıdır deyip terorist ülke İsrail'in başken ti olarak Kudüs'ü tanıyacağını açıklamıştır. Neden bu hırs Müslümanlar, Hıristiyanlar ve Yahudilerin kutsalı olan Kudüs'ün siyonist İsrail yönetimine verilmesi sürekli çatışma halinde olan Kudüs'ün ortasına bomba bırakmaktı. 
Amerika'ya karşı birkaç cılız ses çıktı sadece, tüm islam alemi sessizdi her zamanki gibi değilmiydiler o kadar zengin ve kalabalık oldukları halde bir avuç siyonisti orda tutuyorlar ve gelişmesine büyümesine hatta kutsalları olan Mescidi Aksa'yı nerdeyse hergün işgal edip ayaklarıyla çiğnenmesine izin veriyorlar ve bu utançtan yüzleri bile kızarmıyordu. 

Zalimlerin zulmune Cumhur Başkanımız Erdoğan dur dedi,''Dünya beşten büyüktür, Kudüs bizim Kırmızı çizgimizdir.'' diyerek bu karara ilk karşı çıkan oldu ve Amerika'ya resti çekti.
İlk önce İstanbulda İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Olağanüstü Zirvesi düzenledi Doğu Kudüs "Filistin Devleti'nin işgal altındaki başkenti" olarak karar alındı. Daha sonra bu durum Birleşmiş devletlere gidecekti, oylama yapılacaktı ve Amerika'nın karşısında tek Türklerin sesi çıkıyordu olayın vahametini anlattı Türk heyeti böyle bir şey olamazdı sırf Amerika istiyor diye Ortadoğu karştırılamazdı. Çünkü biz karşıydık kan dökülmesine savaşa ve terörizime. 

Bizim karşımız da Amerika'da boş durmadı tabi ki Trump, Kudüs'ü İsrail'in başkenti sayan karara karşı çıkan ülkelere mali yardımların kesileceğini söyleyerek tehdit etti. Biz rızkımızı Amerika'dan bilmedik ki rızık Allahtandır dedik.


Ve Oylama 172  Birleşmiş Millet ülkesi arasında ismini daha önce duymadığımız dokuz ülke red, çoğunlukla Avrupa ve korkan 35 ülke çekimser. dünyanın beşten büyük olduğunu Amerika'dan korkmadıklarını barış yanlısı olmanın gerektiğini söyleyen Türkiye'nin başını çektiği 128 ülke de kabul oyu kullanarak dünyanın şımarık çocuğu Amerika'ya gününü gösterdi ve güçlü olanın değil haklı olanın kazandığı gösterdi dünyaya. Adeta dünya vicdana geldi ve Filistin'lilere kendi vatanlarında  yapılan zulmü ve işkenceyi görmeye başladılar.






Bu bir zaferdi ama ''sefer bizim ZAFER ALLAHIN'' dır . 








Bundan sonra tüm dünya ve ortadoğuya barış gelmesi dileğiyle sözlerime son verirken bu mübarek toprakları ziyaret edip müslümanların ilk kıblesi ve efendimizin miraca yükseldiği yerlere yüz sürmeyi isteyen tüm müslümanlara ve banada nasip olması dualarıyla ....

20 Aralık 2017 Çarşamba

YERLİ MALI HAFTASI ... YUSUF MERT'E ÜZÜMLÜ İNCİRLİ ŞAPKA YAPTIM

بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِارَّحْمَنِ ارَّحِيم 
Bismillahirrahmanirrahim...... 



''Yerli Malı Türkün Malı Her Türk Onu Kullanmalı.'' diyelim ve bu haftayla ilgili bilgi vererek başlayalım söze.. 




Resmiyette Tutum, Yatırım ve Türk Malları Haftası kısaca Yerli Malı Haftası olarak, 1. Dünya Savaşı sonrası oluşan ekonomik sıkıntılar sonuncu yabancı ülkelerle para vermeden kendi öz kaynaklarımız ve kendi ülkemiz de yetişen ürünleri tüketerek dış ülkelere bağımlı olmadan kurtulmak için 1946 dan itibaren kutlanmaya başlamıştır. 




Ülkemizde büyük bir çoğunlukla okullarımızda gerçekten büyük bir neşeyle 12- 18 Aralıkta çeşitli etkinliklerle kutlarız bu haftayı. 
Öğretmenlerimiz yerli malı kullanmanın önemini anlatır kuzularımıza Türk mallarının kullanımı hakkında çeşitli bilgiler verir öğrencilerde şiirler okur ve getirdikleri ülkemizde yetişen çeşitli meyve ve yiyeceği birlikte zevkle tüketirler.

Benim Yusuf Mert'im  de böyle etkinlikleri pek sever bir de  anne oğul birşey yapacaksak deymeyin keyfine. 
İlk olarak arkadaşları arasında şiir seçerek başladık Yusuf  Mert üzüm- İncir  şiirini okuyacaktı sınıf annemizin önerisiyle okuyacakları şiirele  uygun şapka yapacaktık. 


Üzüm-İncir


Üzümle incir ikiz,
Onlardan vazgeçemeyiz,
Yaz güneşinde olmuş,
İçine şeker dolmuş.



Şiir tamam bir çırpıda ezberliyiverdi Yusuf'cuk ama şapka ne yapacağız ona karar vermekte biraz zorlandık. Tabiki kurtarıcımız google oldu yazdığınız da her türden öneriye ulaşabiliyorsunuz biz de öyle yaptık yerli malı haftası yazınca şapkalar döküldü önümüze..


Bizim şiirimiz de üzüm ve incir olduğundan bu iki meyveli figürleri araştırdım. Üzümle ilgili çok seçenek vardı ilk önce bir üzüm şablonu buldum ve nasıl bir şekilde yapacağımı kafam da tasarladım daha sonra incirli bir şapka gördüm incirim de tamam dı akşama değişik renkte kartonlar alıp şapkamı yapmaya başladım.

Bir taraftan Yusuf kalemler malzemeler taşıyordu bir taraftan da çaya gelen Elif'in önerileriyle bize göre çok güzel bir şapka yapmayı başardım. 

Belki size de bir fikir olur diye kısaca anlatmaya çalışacağım. 

Üzümleri sarı renkte yaptık kartonun üzerine madeni 10 kuruşla 13 adet yuvarlak çizdim, ispirtolu siyah kalemle çizdim ki kenarları belirgin olsun ve bunları kestim. Daha sonra bu yuvarlakları önce bulduğum üzüm şablanundaki gibi üst üste yapıştırdım yeşil kartondan yaprak ve dal da aynı şekilde çizip üzüm tanelerinin üzerine onu da yapıştırdım, son olarak küçük oynar gözleri de ekleyince çok şirin bir üzüm salkımımız oldu.
İnciri de internetten bir şapkanın üzerinde gördüğüm gibi yapmaya çalıştım iki inciri bütün birini de içi görünür vaziyette yaptım. İlk önce üç inciri yeşil kartona çizdim ve kestim ikisi bütün olacakları için siyah kalemle incirlerin üzerine çizgiler attım bütün incirler tamam içi görünen inciri de ilk önce sarı renkten daha sonra kırmızı renkteki kartonlardan parçalar kesip yapıştırdım ve en üstüne kalemle incirin çekirdeklerini çizdim. 





Şapkamızın ana gövdesi için kartonu ince uzun bir vaziyette kesiyoruz bu aşamada kalınlığı size bağlı Yusufun kafasına yetişmediği için arkaya küçük bir parça ekledim ve bu parçayı zımbayla birleştirdim. 



Üzüm ve incirlerimiz ve ana gövdemiz hazır sıra geldi hepsini birleştirmeye. 


Ana gövdemizin üzerine ortalayarak ilk önce üzüm salkımını yapıştırdım daha sonra incirleri yapıştırdım yukarıdan çıkıntılı bir şekilde yerleştirdim görüntüsü çok hoş oldu.
Umarım bir fikir vermiştir sizlere.

Yerli malı haftası sebebiyle bilinçli bir toplum olma yolunda böyle faliyetlerin yararı çok büyük çocuklarımız için.
Bizim kuzular çok eğlendiler ve bilgilendiler bu gün.
Böyle etkinlikleri düzenleyip çocuklarımıza farkındalık yaratan öğretmenlerimize ve bizim meleğimiz Hülya Hanıma, bu etkinlikte emeği geçen herkese teşekkürlerimizi sunarız.