Bumerang - Yazarkafe

27 Ocak 2017 Cuma

İNCİR RÜYASI, İNANIN ADI GİBİ RÜYALARINIZA GİRECEK, HARİKA BİR LEZZET,


بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِارَّحْمَنِ ارَّحِيم 
                      Bismillahirrahmanirrahim......
İlk olarak üç dört sene evvel Ayşe'de yemiştik tarifini istedim internetten baktım dedi, dedi ama internette bir sürü tarif var bende ilk olarak görseli güzel diye bunu denedim ve sizinle paylaşıyorum .. Kolay bir tarif... Ben müftelası olduğum turta kek kalıbında yaptım üzerindeki kreması biraz fazla geldi ben size turta kalıbı için azaltılmış olarak krema malzemelerini verdim, bir daha ki sefere büyük kare cam kaba ve kremasını bol yapacağım.


MALZEMELER
  • 3 yumurta
  • 1 su bardağı şeker
  • 1 su bardağı incir
  • yarı su bardağı ceviz
  • 1 paket kabartma tozu
  • 1,5 su bardağı un
  • Biraz tarçın (isteğe bağlı)                                     
KREMASI İÇİN
  • 250gr süt
  • 1/2 çay bardağı toz şeker
  • 1 adet yumurta sarısı
  • 1 yemek kaşığı un
  • 1/2 yemek kaşığı nişasta
  • 1/2 paket vanilya
  • 1 yemek kaşığı tereyağı
YAPILIŞI

ilk olarak incirleri sıcak suda yumuşamasını sağlıyoruz ve küçük küçük doğruyoruz. 


Üç yumurtanın birinin sarısını kremada kullanmak üzere alıp diğerlerini çıkur bir kapta şekerle çırpıyoruz. Yumurta ve şekere inciri, cevizi ve diğer tüm malzemeyi ekleyip bir kaşık yardımıyla kıvamlı bir hamur elde ediyoruz.


Tart kabımızı yağlayıp unlayıp hamurumuzu yayıyoruz elimizi biraz ıslatıp üzerini düzlüyoruz böylece hamurumuz tart kalıbımıza iyice yerleşiyor. 170 derecede 15 dakika kadar sürede kontrollü pişiriyoruz.

Diğer tarafya krema malzemelerimizi tereyağ hariç malzemeleri karıştırıp muhallebi kıvamında pişirip ocaktan aldığımız kremamıza tereyağını ekleyip miksede beş dakika kadar çırpalım.



Kekimizi tart kabımızdan soğumadan çıkarıp üzerine muhallebimizi henüz sıcakken döküyoruz.
Soğuyunca istediğimiz gibi süslüyoruz. Ben incir ve antep fıstığı ile süsledim. Arzuya göre tarçında ekebilirsiniz.
ilerki günlerde  kare büyük borcama yaptığım tarifimi de sizinle paylaşacağım. 
Afiyet şifa olsun....





23 Ocak 2017 Pazartesi

YOĞURTTAN, AYRANDAN ÇÖKELEK (LOR) YAPIMI


بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِارَّحْمَنِ ارَّحِيم 
                      Bismillahirrahmanirrahim......

Yaptığım tereyağından ortalama beş kilo kadar ayran kalmıştı yaz olsa sıcakta serin serin afiyetle içilir ama malum dışarıda lapa lapa kar yağıyor ben bunu nasıl değerlendireyim  diye düşünürken çökelek yapmak geldi aklıma.

YAPTIĞIM TEREYAĞI 


















YAPILIŞI
Tencereye ayranı döktüm kaynamaya başlayınca kısık ateşte bir beş dakika daha kaynatıp altını kapattım. Ortalama bir saat kadar soğumasını beklediğimiz lorumuzu bez bir keseden hafif süzdükten  sonra tercihen içine tuz ve çörek otu ekleyip tamamen süzüyoruz. İsterseniz kahvaltıda tüketebilir isterseniz  börek yapmak için kullanabilirsiniz. Beş kilo ayrandan ortalama 300 gram çökelek oldu inanın nasıl güzel kokuyor biz kahvaltıda afiyetle yedik. Yapanlara şimdiden afiyet olsun ...


22 Ocak 2017 Pazar

YAYIK TEREYAĞI YAPIMI (KAYMAKTAN)


بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِارَّحْمَنِ ارَّحِيم 
                      Bismillahirrahmanirrahim......


Uzun süredir kaynattığım sütlerin kaymağını buzlukta biriktiriyordum bundan tereyağı yapma niyetindeydim bu kaymaktan direk tereyağ yapabilirdim ama ben yayık tereyağı yapmayı denemek istedim ve sonuçta çok enfes bir yayık tereyağımız oldu . 


MALZEMELER
  • 500 gr kaymak 
  • 2 kilo süt 
  • Yoğurt mayası


YAPILIŞI 
Ortalama 500 gr kaymağım vardı bir gece önceden buzluktan çıkarıp dolaptan erimesini sağladım iki kilo sütü yoğurt mayalama sıcaklığı kadar ılıtıp içine biriktirmiş olduğum kaymağı ekledim kaymak sıcak sütün içinde tamamen eriyor bu sütü mayalıyoruz. 

Mayalanan yoğurdu bir gece dolapta bekletip ertesi gün tereyağını yapacağımız kaba yoğurtdu aktarıp üzerine soğuk su ekliyoruz . Ben ilk önce eski usül çalkalama yöntemiyle yapmaya niyetlendim ama beceremeyince teknolojiden yararlanmaya karar verdim .







Miksere birkaç seferde ayranı koyup üzerinde yağ birikene kadar çalıştırıyoruz biriken yağları ayranın üzerinden kevgirle alıp miksere koyup soğuk su ekliyoruz topak haline gelen tereyağını bir kaba alıp elimizle (ben elime yapışmasın plastik eldiven kullandım) tamamen ayransız su kalıncaya kadar yıkıyoruz ben iki sefer yıkadım temizlendi çıkan tereyağını top haline getirdim.


 Ayrandan kalan yağları da toplayıp ikinci kez aynı işlemi tekrarladım ondanda ufak bir top tereyağı çıktı. 


Toplamda 500 gram kaymaktan 250 gram tereyağımız ve bol miktarda ayranımız kaldı isterseniz afiyetle ayran olarak içebilirsiniz ama ben bu kadar ayranı tüketemeyeceğimiz için bu ayranla lor (çökelek ) yaptım. Onuda ilerleyen günlerde sizlerle paylaşacağım. 


KAYNATTIĞIM SÜTTEN ELDE ETTİĞİM  ÇÖKELEK (LOR)




18 Ocak 2017 Çarşamba

COTTON CANDY, RABBİT BİRTHDAY CAKE RECİPE , PİŞMANİYELİ TAVŞANLI DOĞUM GÜNÜ PASTASI


بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِارَّحْمَنِ ارَّحِيم 
                      Bismillahirrahmanirrahim......

Yine ocak on dört benim pıtırcığımın doğum günü bundan yirmi yıl önce soğuk bir kış gününde dünyaya geldi bu sıcak kız. Ne çabuk geçiyor yıllar onlar büyüyor biz de yaşlanıyoruz bu doğum gününde Şevval'in çok sevdiği Pamuk tavşanımıza ithafen pastayı tavşanlı yapmaya karar verdim ve yum yum bir tavşanın tüylerini anımsatan pişmaniyeyle süslemeyi düşündüm. Süslemeleri Beyza Ve Yusuf''la (Yusuf'un pasta yaparken kaçırdığı pişmaniyelerin kalanıyla) yaptık. Çok leziz ve görsel açıdan harika bir pasta oldu. İyiki doğdun Şevval'cik seni seviyoruz ....

Pandispanya Malzemeleri
  • 5 Adet Yumurta
  • 1 Su Bardağı Şeker
  • 1,5 Su Bardağı Un
  • 1 Tatlı Kaşığı Kabartma Tozu
  • 1 Ceviz Büyüklüğünde Ovaleks
  • 1 Çay Bardağı Su



Krema Malzemeleri

  • 1,5 su bardağı süt
  • 1 paket vanilya
  • 2 yemek kaşığı mısır nişastası
  • 2 yemek kaşığı tereyağ
  • 4 yemek kaşığı toz şeker
  • 3 yemek kaşığı un
  • 1 adet yumurta sarısı
  • 1 paket toz krem şanti
  • Muz (ara katlara koymak için )
  • Çilek(ara katlara koymak için )

Süsleme Malzemeleri


  • Bir paket pişmaniye
  • Bonibon
  • çikolatalı çıbuklar

Pastanın Yapılışı
İlk önce bir kap sıcak suyun içinde(benmari usulü ) mikseri koyup yumurta ve şekeri krema oluncaya kadar çırpıp içine diğer malzemeleri ekleyip pandispanya harcını karıştırıyoruz. 


Kalıbın tabanına yağlı kağıt serip duvarlarını yağlayıp, unlandıktan sonra pandispanya harcını döküyoruz .
160 derecede önceden ısıtılmış fırında batırdığınız kürdan temiz çıkıncaya kadar pişirilir.
Tavşanlı pasta için bu kalıpla iki sefer pandispanya yaptım.









Birinci kalıp pandispanya kekini ortadan ikiye kesiyoruz bu tavşanın yüzü oluyor.






İkinci kalıp keki yandaki resimdeki gibi kesiyoruz oda kulaklarını oluşturuyor.






Krema ölçülerini de 2 katı yaptım sizde yaptığınız pastanın büyüklüğüne göre istediğiniz ölçüde arttırabilirsiniz.Sütün içine vanilya, nişasta, tereyağ, toz şeker, un , yumurta sarısı ekleyip pürüzsüz bir şekilde olana kadar karıştırıp ocağa koyuyoruz. Koyu muhallebi kıvamına gelene kadar pişirip ocaktan alıyoruz soğuttuğumuz muhallebi içine toz kremşantiyi ekleyip mikserler çırpıyoruz. Pastacı kremamız hazır.

Kekleri pastayı yapacağınız zemin üzerine resimdeki gibi yerleştirip üzerine kremayı ve meyvelerle süsleyip kekin ikinci parçasını üzerine yerleştirip tüm pastayı ince bir krema tabakasıyla kaplıyoruz. Bu şekilde doğum gününü yapacağımız zamandan bir saat önceye kadar bekliyoruz çünkü üzerine süslediğimiz pişmaniye eriyip bozulmasın. Pişmaniye ile pastanın her yerini kaplıyoruz birazda kenara ayırıyoruz sönen yeri olursa biraz pişmaniyeyle hemen kapatabilirsiniz.




Yüzü için pişmaniyenin üzerini istediğiniz gibi süsleyebilirsiniz, ben kulaklar ve burun için bonibon, gözler için yuvarlak sakızlar, ağız için şekerleme ve bıyıklar için çikolatalı çubuklar kullandım. 

Pastanızı için benim yaptığım gibi pandispanyanızı ve kremanızı kendiniz yapabilirsiniz yada iki adet hazır pandispanya ve pasta kreması alıp bu pastayı yapabilirsiniz . Kendi sevdikleriniz için bu güzelliği deneyin derim...Afiyetle ve sağlıkla....

23 Aralık 2016 Cuma

MALATYA'NIN ENFES BULGURLU YUMURTALI KÖFTESİ ...



بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِارَّحْمَنِ ارَّحِيم 
                      Bismillahirrahmanirrahim......


Bu köfteyi yıllar önce  Malatyalı ve oldukça eli lezzetli  Süreyya Ablada yemiştim kendisi aniden bir kalp kriziyle aramızdan ayrıldı sofrası her an kurulu çok ikramlı bir insandı, mevlam ahrette önüne çıkarır inşallah.. Aklıma bu köfte gelince internetten araştırdım  onun yaptığına benzeyen tariflerden kendimce uyarlamalar yaptım ama ne yazıkki ne tadı ne görüntüsü onunki gibi olmadı ama bizler çok beğendik özellikle çayla çok güzel oldu. Süreyya Ablanın tarifini öğrenirsem onuda mutlaka deniyeceğim. Afiyetle şifayla....

MALZEMELER
  • 500 gr kıyma
  • 600 gr ince bulgur
  • 1 soğan
  • 1 yumurta
  • Tuz, karabiber, İsot, Kırmızıbiber,
  • Yeterince su,

ÜZERİ İÇİN
  • 4-5 adet yumurta

YAPILIŞI




















Kıyma, bulgur, soğan ve baharatları harmanlayıp üzerine soğuk suyu elimizle serpip yavaş yavaş yoğurmaya başlıyoruz özleşen harcın içine yumurtayı kırıyoruz iyice macun kıvamına gelen hamurdan küçük köfteler yapıyoruz.

Diğer tarafta 4 adet yumurtayı bir kaseye kırıp çok az çırpıp  köfteleri bulayıp kızartıyoruz. Havlu kağıt serilmiş bir tabağa çıkartıyoruz ilk sıcağı çıktığında servise hazır yanında çayla sevdiklerinizle beraber afiyet şifa olsun...

16 Aralık 2016 Cuma

BİTSİN BU SAVAŞ..... KAHROLSUN TERÖR....




Hayırlı cumalar.. ....




İnanın günlerdir içimden hiç bir şey yazmak gelmiyor... 
Zaten komşu ülkelerdeki savaş vahşet kıyım devam ederken  onlara üzülürken bir de cumartesi akşamı Beşiktaş'ta olan terör bizleri yıktı ... Hafta sonu yolda aldık haberi acı acı siren sesleriyle sağımdan solumdan geçen ambulanslara nasıl yol vereceğimi şaşırdım belli ki bir olay olmuş diye konuşurken aramızda, telefon geldi dikkatli olun diye derken radyoyu açtım Beşiktaş'ta bombalı saldırı yirmi yaralı diyor ama ambulanslara bakılırsa durum daha vahim biz birinci köprü  olan istikametimizi değiştirip diğer köprüye yöneliyoruz evimize sağ salim varıyoruz, ama diğerleri polislerimiz, kardeşlerimiz,  canlarımız yönlerini çeviremeden daha gencecik yaşta şehitlik mertebesine erişiyorlar.. Yine terör, yine vahşet, 37 polis 44 şehidimiz 150 yakın yaralı ...
Hemde bizim çok önem verdiğimiz bir günün gecesinde efendimizin doğum gününde şaahadet şerbetini içmek nasip oluyor şehitlerimize . Bu gözü dönmüş kana doymayan kişiler  44 canımızı aldı çoğu yirmili yaşlarda genç polisler  bu soğuk kış günü görevleri bitmiş evlerine döneceklerken  ..... 


Diğer tarafta Suriye kanıyor, Halep yanıyor.. Batı kendi yapamadığını  günlerdir Halep'te  Müslümanları birbirine kırdırarak yaptırıyor Şiisi, Sünnisi birbirini öldürüyor. Ben Kürt arkadaşımı da seviyorum, Suriyeli kardeşimi de, İranlı Şii kardeşimi de  hepimiz aynı topraklarda yaşıyoruz bizim aramızda sorun yok bunu idrak edelim artık her gün bir şehit her gün bir kıyım ne zaman bitirecekler bu vahşeti   ne olur artık bitirin bu savaşı.


Suriyeli çocuklar bombaların altında  ölüyorlar ölemeyenlerde ölmek için dua ediyorlar. Aşağıda ki mektup Suriyeli bir çocuğun vasiyeti ölmek istiyor çünkü günlerdir aç bu masum melek ölüp te mevlanın sofrasında cennette doymak istiyor. 



Suriyeli kız, tabut içinde resmiyle vasiyetini yazmış : "Bu benim vasiyetimdir. Canım annecim! Senden benim güzel gülüşlerimi hatırlamanı ve yatağımı olduğu gibi bırakmanı istiyorum. Ve sen ablacığım! Arkadaşlarıma de ki: 'O açlıktan öldü...' Ve sen ağabeyciğim! Üzülme; ama ikimiz birlikte, 'Biz açız!..' dediğimizi hatırla. Ey Ölüm meleği! Acele et ve ruhumu al ki artık Cennet'te yemek yiyeyim. Ben çok açım. Ve ey ailem! Benim için korkmayın. Ben sizin yerinize de Cennet'te yiyebildiğim kadar çok yiyeceğim."



İzlediğim diğer bir görüntüde evinin bodurumun da beş yaşındaki bir kıza anestezi olmadan müdahale ediliyor bu çocuk Tebbet suresini okuyarak acısını duymamaya çalışıyor.. 

Müslüman aleminde bir tepkisizlik neredesiniz ey Araplar ... Nerdesiniz ey Müslümanlar.. Bizler sıcacık evlerimizde televizyonlarda izliyoruz bu görüntüleri . Bunlar kurgu değil filim değil ölenler gerçek , bombalar gerçek .''zulme sessiz kalan dilsiz şeytandır '' unutmayalım bu olanlardan sessiz 
kalarak biz de ortağız, 15 temmuz da hainler emellerine ulaşşaydı Allah bilir biz ne durumlarda olacaktık, onların yerine kendimize koymalıyız. 
Cumhurbaşkanımızın çabalarıyla ateşkes sağlandı ama onu bile hiçe sayıyorlar zalimlerden yeniden bombalar ateşler ... Giden yardım konvoyuna bile ateş, yardıma bile izin yok. 
Yahudileri yaptıklarından dolayı kınardık ya bu Esad canavarı onları da arattı. İnanın firavun bunların yanında kendine rahmet okutuyor... 
Bu zülmun gerçekleştiği yer Halep... ve Halep ölüyor elimizden bir şey gelmiyor. 
İnsanların bu vahşeti görmesi lazım .... Ama bu görüntüleri gördükten sonra biz kendimize insan diyebilirsek. 
Çünkü Halep'te insanlık ölüyor...

12 Aralık 2016 Pazartesi

KOKO .....YUMUŞAK HİNDİSTAN CEVİZLİ KURABİYE.......


بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِارَّحْمَنِ ارَّحِيم 
                      Bismillahirrahmanirrahim......



Geçtiğimiz sene süpriz misafirlerimiz olmuştu isviçre'den Derya ve Sermin gelmiş, gelmişken Elif ablamıza gidelim demişler yanlarında da arkadaşları Betül vardı . O kadar sevindim ki hiç beklemiyordum bu kış günü onları, Betül'cüğü de en az onlar kadar sevdik o kadar tatlı ki hani kalbinin güzelliği yüzünden beli oluyor derler ya öyle bir insan konuşurken gözlerinin içi gülüyor Yusuf'um da çok sevindi ablalarını görünce.  Beraberce çay, kahve içtik sohbetler ettik gelirken her zamanki gibi boş gelmemişler Yusuf'a çikolata ve boya kalemleri getirmişler Yusuf'un ne kadar sevindiğini görmenizi isterdim . Onlarca boya kalemi var belki ama kalemlerin üzerindeki ejdara eğiticisi fiğürleri ve rengarenk kalemleri görünce çok sevindi resimler yaptı ve ablalarına hediye etti. Kızlar gelirken kurabiye de almışlar ama ben çayın yanına birşeyler hazırladığım için unutmuşum, kurabiyeleri ikram etmeyi. Special tatlı kurabiyeler ben pek hazır tatlı kurabiye sevmem ama içlerinde değişik birkaç rengi olan kurabiyeler dikkatimi çekti bir tane yiyeyim dedim dışı kurabiye gibi duruyordu ama ısırınca içinin yumuşak olduğunu fark ettim tadı da nefisti ve içinde Hindistan cevizi vardı hemen bilgisayarın başına geçtim ne olabilirdi bu ? Her şeyi bilen google bunu da bildi tabi değişik tarifler buldum aklıma yatan bir tarifi taslaklara kaydettim yapar yapmaz da sizinle paylaşmak istedim sade olarak denedim ilerleyen günlerde değişik eklentilerle denemeler yapacağım. Benim kurabiyeler de yediğim kurabiyeler kadar hatta daha güzel oldu  bundan sonra sık sık bu kurabiyelerden yapmayı düşünüyorum az malzemeli çok lezzetli bir tarif. Deneyin derim....

Hediyelerimiz 


MALZEMELER



  • 150 gr. Hindistan cevizi
  • 1 su bardağından  bir parmak eksik  pudra şekeri
  • 2 yumurta akı
YAPILIŞI


Yumurtaları pudra şekeri ile çırpıyoruz.

Hindistan cevizini yavaş yavaş ekliyoruz elde yuvarlanacak kıvama gelince ceviz büyüklüğünde yuvarlaklar yapıp yağlı kağıtlı tepsiye aralıklı diziyoruz.

Önceden ısıtılmış fırında 160°C de, üstleri kızarana dek pişirin.

28 Kasım 2016 Pazartesi

İLK OKULDA 1. SINIF VE ZORLUKLARI.... EL YAZISI


بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِارَّحْمَنِ ارَّحِيم 
                      Bismillahirrahmanirrahim......
Yusuf'um birinci sınıfa başladı ve bu zamana kadar kreş ve  ana okuluna giderken yaşamadığımız zor bir süreç başlamış oldu. Oysa okulun ilk gittiğinde ne de hevesliydi öğretmenini çok sevdiğini hatta ''aynı senin gibi öğretmenin anne gibi çok sevdim '' demişti. Gerçekten de öyleydi bu zamana kadar kreşte ve ana okullarındaki öğretmen şansı ilk okulda da tutmuş  çok mükemmel bir öğretmenle karşılaşmıştık  Öğretmenimiz çok iyiydi ama şu el yazısı illeti yok mu bizi mahvetti çocuk öğrenemiyordu anlamıyordu  işin açıkcası ben bile yazamıyordum bu yazıyı çocuklar nasıl yazsın kampanyalar, şikayetler hatta uzmanların önerileri bile fayda vermemiş bu yazı bir türlü düzelmemişti herhalde Yusuf ilkokuldan mezun olana kadarda düzelmeyecek. Biz de sabah demedik akşam demedik  teyzesinin de  büyük çabalarıyla bir taraftan teyzesi bir taraftan  ben sağ olsun öğretmenimizin de yönlendirmeleriyle Yusuf'a okuma yazmayı çözdürdük ve ilk yıldızını aldı yıldız alınca  çocuğun kendine güveni geldi bir şeyleri yapabileceği başarabileceği anladı ve birden okumaya başladı her şeyi okuyordu artık , okudukça o kadar mutlu oluyordu ki  yeni harfler ve heceler öğrenmek istiyordu çok zor bir süreçti , Yusuf ve bizim için evelallah bunun da üstesinden geldik ve başardık . Bu süreçte yanımızda olan herkese ve  güler yüzüyle hiç bıkıp  usanmadan başarana kadar bize ve Yusuf'a destek olan öğretmenimize teşekkür ederiz.

23 Kasım 2016 Çarşamba

GAZİANTEP'İN MEŞHUR LEZİZ YOĞURTLU PATATESİ



,بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِارَّحْمَنِ ارَّحِيم 
                      Bismillahirrahmanirrahim......



Daha önce yayınladığım bir tarif nasıl yaptığımı anlamadım ama bloğtan yanlışlıkla silmişim şimdi sizlerle tekrar paylaşıyorum.Vakit buldukça değişik yörelerin tarifini deniyorum. Gaziantep, zengin mutfak kültürüyle 9. kent olarak UNESCO gastronomi listesine eklendi, dünyadan sadece sekiz kent kabul edildi bu listeye, anlıyacağınız dünyada da tescillendi yemeklerimizin lezzeti. Bu tarifimiz de Gaziantep yöresine ait yoğurtlu patatesi denedim çok lezzetli ve kolay bir tarif bizler çok beğenerek yedik siz de deneyin derim ....Afiyet şifa olsun.

MALZEMELER

  • 250 gram yağlı kuşbaşı eti (haşlanmış)
  • 1 su bardağı nohut(haşlanmış
  • 3 su bardağı yoğurt
  • 3 patates
  • 1 yumurta
  • 1 yemek kaşığı un
  • 1. 5 litre su

ÜZERİ İÇİN
  • 1 yemek kaşığı tereyağ
  • 1 tatlı kaşığı haspir yada nane


YAPILIŞI 



                                                          Genelde derin dondurucum da haşlanmış nohut ve et bulunduğu için onları kullandım .(Eğer sizin hazırda yoksa, akşamdan nohudu ıslatın düdüklü tencereye sıvı yağ koyup küçük kuşbaşı doğramış olduğumuz etleri kavurun üzerine ıslattığınız nohutları ve su koyup yumuşayıncaya kadar pişirin.)


Bir tencereye etleri ve nohutları koyup üzerine aşana kadar su koyup bir taşım kaynatıp içine küçük küp şekline doğradığınız patatesleri de ekleyip patatesler yumuşayıncaya kadar pişiriyoruz.


Diğer tarafta bir kaseye yoğurt, yumurta ve unu karıştırıp kaynayan yemeğin suyundan da alıp terbiyesini yapıp yavaş yavaş karıştırarak yemeğin içine döküyoruz . Karıştırarak bir süre kaynatıp içine tuzunu ilave ediyoruz.



Üzeri için tereyağını eritip nane ekleyip servis yapıyoruz. Aslında Çorbanın orjinalin de nane değil haspir ( Haspir Gaziantep yöresine ait bir bitkidir. Baharatçılarda da bulabilirsiniz.) otu kullanılıyor ama ben naneyle yaptım. Afiyet olsun...